1 Haziran 2017 Perşembe

Ulusal Yenilik Sisteminin başarısızlığı


Ar-Ge harcamalarımıza kıyasla benzer ülkelere göre daha az patent başvurusu ve daha az yüksek teknolojili ürün ihracatı yapmamız Ulusal Yenilik Sistemimizin başarımının düşük olduğunu göstermektedir… 


Dünyadaki gelişme yönelimlerine uygun olarak ülkemizde de esas olarak 1990’lardan itibaren Ar-Ge yatırımlarının özendirilmesi için siyasalar ve araçlar geliştirilerek uygulamaya konulmaya başlandı. Bir yandan da “ulusal yenilik sisteminin – UYS” temelleri atıldı. Kalkınmanın önemli bir dinamiği olarak görülen bilim-teknoloji-yenilik (BTY) alanındaki uluslararası yarış günümüzde de sürmektedir. BTY için başta nitelikli insan kaynağı olmak üzere ayrılan kaynakların beklenen çıktıları yüksek nitelikli bilimsel bilgi, yeni teknolojiler, yenilikçi ve katma değeri yüksek ürün ve hizmetlerdir. Beklenen etkiler ise ülkelerin rekabet güçlerinin ve toplumsal refahının artmasıdır.


Bu bağlamda ülkemizin “varlarına” bakıldığında üniversiteler (183), teknoloji geliştirme bölgeleri (53’ü faal, 65), teknoparklar (52), teknopark firmaları (4300), Ar-Ge çalışanları (34.000), Ar-Ge merkezleri (474), tasarım merkezleri (36), doktoralılar, hatırı sayılır miktar ve çeşitlilikte hibe ve teşvikler, danışmanlar, mentörler vb.. Azımsanmayacak bu varlara karşı beklenen ise sistemin girişte işaret edilen çıktıları üretmesidir. Peki durum nedir?
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı uzmanlarından Sayın Ayşe Yamak ve arkadaşlarının Anahtar dergisinde (Mayıs 2017, 341) yayımlanan “Ar-Ge Harcamalarının İleri Teknoloji İhracatı Üzerindeki Etkileri: Türkiye İncelemesi” başlıklı çalışmaları ülkemizdeki “sistemin” başarımı ile ilgili önemli verileri sunuyor.

Türkiye sanayisinin yapısına katma değer üretimi açısından bakılarak yapılan değerlendirmeye göre “… Türkiye’nin üretim yapısının mevcudu koruduğu, … yenilikçi ve yüksek teknolojiyi içeren atılımları beklentiler yönünde gerçekleştiremediği… Ayrıca bu alanlarda yapılan Ar-Ge harcamalarının ülke ekonomisine ihracat yönlü pozitif katkı sağlamadığı görülmektedir.” Bu sonuç Dergimiz yazarlarından Bayram Ali Eşiyok’un “Dünya imalat sanayi katma değer payımız[ın] sadece %1” olduğu (HBT 60, s.6) hesaplamasını doğrulamaktadır.

UYS’nin verimliliğinin önemli bir ölçütü “teknolojinin ticarete konu olmasıdır”. Bunun göstergesi ise patent başvuruları ve lisanslanan patent sayısıdır. 2011-2015 yılları arasında lisanslanan toplam patent sayısı sadece 14’tür. Bu durum “Türkiye’de, yapılan her milyon Dolarlık Ar-Ge harcaması başına, diğer ülkelere kıyasla daha az patent başvurusu ve daha az yüksek teknolojili ürün ihracatı yapıldığını, Ar-Ge harcamalarının diğer ülkeler kadar başarılı bir şekilde son ürüne çevrilemediğini” (Soybilgen, 2013) göstermektedir.

Yazıda sunulan verilerden “son on yıl ortalamalarına göre yapılan Ar-Ge harcamaları ve yüksek teknolojili ürün ihracatı verileri incelendiğinde” Polonya, Singapur, İsrail gibi ülkelerin Türkiye’ye eşit veya daha düşük düzeyde Ar-Ge harcaması yapmalarına rağmen Türkiye’den daha fazla yüksek teknolojili ürün ihracatı gerçekleştirdikleri görülmektedir. “Gerek Ar-Ge faaliyetlerinde gerekse patent başvurularında nicelik hızla artarken, yüksek teknolojili ürün ihracatında beklenen artış görülememektedir.” Bunun nedeni olarak “patent başvurularının ağırlıklı olarak yüksek teknoloji yerine düşük teknoloji gerektiren sektörlerde oluştuğu gözlenmektedir” yorumu yapılmaktadır. Sonuç olarak ülkemizin giderek ağırlaşan yaşam koşullarının etkisinin yanı sıra UYS’nin başarımının düşüklüğünün nedenlerinin;
  • ·         Ulusal yenilik sisteminin iyi yönetilememesi,
  • ·         Özel kesim Ar-Ge harcamaları yetersizliği,
  • ·         Türkiye sanayisinin teknolojik düzeyinin ve bilgi ve yeniliğe talebinin düşüklüğü (2016 yılı imalat sanayi ihracatının %35,1’i düşük, %28,3’ü orta-düşük, %33,1’i orta-yüksek ve sadece %3,5’inin yüksek teknolojili ürünler),
  • ·         Bilimsel çıktıların düzeyinin düşüklüğünün yanı sıra patent başvurularına, teknolojiye ve ürüne dönüştürülme oranının düşüklüğü
olduğu söylenebilir.


26 Mayıs 2017, Sayı: 61 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder