20 Nisan 2018 Cuma

TÜBİTAK’ı yeniden kazanmak



TÜBİTAK’ı bilim dünyasının sahipliğine bırakmak!
TÜBİTAK, 17.7.1963 tarihinde özerk ve dünyadaki örneklerine benzer yapıda kurulmuştur. Kurum 1993, 2005 ve 2011’de yapılan değişikliklerle, yasasında “idarî ve malî özerkliğe sahip” denilse de önce özerkliğini yitirmiş son olarak da BSTB’nin bir genel müdürlüğüne dönüştürülmüştür. Kurumun amacı, “ Türkiye'nin rekabet gücünü ve refahını artırmak ve sürekli kılmak için; toplumun her kesimi ve ilgili kurumlarla iş birliği içinde, ulusal öncelikler doğrultusunda bilim ve teknoloji politikaları geliştirmek, bunları gerçekleştirecek alt yapının ve araçların oluşturulmasına katkı sağlamak, araştırma ve geliştirme faaliyetlerini özendirmek, desteklemek, koordine etmek, yürütmek; bilim ve teknoloji kültürünün geliştirilmesinde öncülük yapmak” olarak tanımlanmaktadır (atç). Bu amaç ülkemizin geleceğini derinden etkileyecek görevlere işaret etmektedir.
Ancak 2004-2018 arası beş başkan değiştiren Kurum, getirildiği noktada yaşamsal görevleri yerine getiremeyecek kadar hırpalanmış, güven kaybına uğramış ve siyasallaşarak liyakatsiz kadroların elinde kalmıştır. Tam da bu noktada yeni bir başkan değişikliği ile Sayın Prof. Dr. Hasan Mandal göreve getirildi. Bilim dünyası ile hemen tek ilişkisi fon dağıtmak düzeyine inmiş bir kurumun sorumluluğunu bu aşamada almak hem büyük fırsatlar hem de riskler taşıyor. Son yıllarda kendisini darmadağınık çeşitli teşviklerle, girişimciliğin, mentorlüğün piyasacı rüzgarlarına kaptırarak asli görevlerinden savrulmuş bir TÜBİTAK’ı bilim ve teknoloji eksenine oturtmak çok çaba, bilim dünyası ile katılımcı bir işbirliği ve kararlılık gerektiriyor.
Sayın Başkan, eski bir TÜBİTAK çalışanı ve yenilik sistemimizin emektarı olarak içten düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Bu aşamada Kurumun yakın geçmişte başardıklarına bakmak yol gösterici olabilir. Eski TÜBİTAK Bilim Kurulu üyesi Sayın Doç. Dr. Günay Omay’ın BİTAV Yayını TÜBİTAK’ın 1990’lı yıllarda Türk Bilim ve Teknolojisine Öncülük Ettiği Alanlar ve Fotoğraflarla TÜBİTAK’ın 50 Yılı başlıklı kitapları TÜBİTAK’ın başardıklarını ve bu başarıların sahiplerini tanımak açısından yararlı olabilir.
Bilim-teknoloji-yenilik dizgesinde TÜBİTAK’a düşen pek çok görevin yeniden tanımlanarak hedeflerin konulabilmesi için öncelikli olan “bilim ve teknoloji politikalarının “yeniden oluşturulmasıdır. Bu konuda ne yazık ki rafa kaldırılmış olan “Vizyon 2023”ün benzerinin günümüz koşullarına göre ortaya konulmasıyla başlanabilir.  TÜBİTAK’ın yeniden yapılandırılmasında TÜBİTAK’ı bilim dünyasının sahipliğine bırakmanızın, kurumun saygınlığını kazanması ve sizin de bilim dünyasını harekete geçirmenizde önemli bir etkisi olabilir.
Kurumun görevleri arasında yer alan “bilim ve teknoloji kültürünün geliştirilmesinde öncülük yapmak”, cehaletin karanlığına yol almakta olan ülkemizde Size ve Kurumunuza büyük sorumluluklar yüklemektedir. Bu bağlamda hepimizin kütüphanelerinde yer alan TÜBİTAK yayınlarına yeniden başlamak (evrim konularını atlamadan), geleceğimiz çocuklarımız ve bizler için yaşamsal önemdedir.
Sayın Başkan, bu ağır “ahval ve şartlar” içinde, bilim-teknoloji-yönetişim ayakları üzerinde ve ülkemizin gereksinimleri ve benzer yapıların uluslararası normları esas alınarak, bilim ve aklın öncülüğünü yapacak bir TÜBİTAK’ın yeniden inşası bu ülkenin aydınlık geleceği için büyük bir hizmet olacaktır.  Kolaylıklar dilerim. Saygılarımla.
***
Üniversite Sanayi İşbirliği Merkezleri Platformu – ÜSİMP 10 Yaşında!
Ülkemizin yenilik sisteminde yer alan bütün kişi ve kurumları kucaklayan, ortak çıkarları gönüllü katılımcılık esasıyla bir araya getiren, güven noktası olmasından güç alarak alanı düzenleyici işlev gören, açık yeniliğin gereği bilgi ve deneyim paylaşımı ortamları yaratan, baskı grubu oluşturan, talep yaratan,  ortak çıkarları toplum yararına yönlendirmeye çalışan ÜSİMP 10 yaşını doldurdu! Başta Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hamit Serbest olmak üzere emeği geçen ve katkıda bulunan herkesi kutluyorum.


ABONE OLUN, OKUYUN OKUTUN! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder